AIFD’den “Dünya AIDS Günü” mesajı

01.12.2015

“Yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde HIV’den ölümler azalıyor, AIDS hastalarının yaşam umudu artıyor”

Dünya genelinde 37 milyon kişinin taşıdığı ölümcül bir virüs olan HIV’ye dikkat çekmek ve bulaşma riskini azaltacak önlemler konusunda farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 1 Aralık “Dünya AIDS Günü” olarak kabul ediliyor. “Dünya AIDS Günü” nedeniyle bir mesaj yayınlayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), henüz tam olarak hastalığı ortadan kaldıramamakla birlikte, yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde HIV nedeniyle ölümlerde 20 yılda yüzde 85 azalma sağlandığını belirtti. Bilim ve teknolojideki devrimsel gelişmeler, modern tıpta görülen ilerlemeler ve yoğun araştırma ve geliştirme süreçleri neticesinde hastaların erişimine sunulan yenilikçi ilaç ve tedaviler, son dönemde AIDS tedavisinde büyük aşama kaydedilmesine neden oldu. Ancak farkındalık ve bilinç konusunda hala alınması gereken çok mesafe var. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise hâlihazırda HIV taşıyan bireylerin sadece %53’ü durumlarının farkında. 

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünya genelinde bugün itibariyle yaklaşık 37 milyon kişinin taşıdığı belirtilen HIV virüsüne karşı girişilen savaşta önemli ilerlemeler kaydediliyor. Bilimsel ve teknolojik ilerleme, modern tıp uygulamaları, yeni, yenilikçi ilaç ve tedaviler etrafında yıllara dayanan araştırmalar, hastalığı tanıma, anlama ve tanıtma yolunda küresel farkındalık seferberliği, AIDS ile mücadele konusunda son dönemde çığır açan gelişmelere vesile oldu. Vücudun akut bağışıklık yetersizliği sendromu (AIDS) ile hastayı tedavisi zor ve ağır seyreden başka hastalıklara karşı da savunmasız bırakan HIV virüsüne karşı yenilikçi ilaç ve tedaviler ile 20 yıl öncesine göre hastalara daha uzun bir yaşam sağlanıyor.

Dünya AIDS Günü nedeniyle bir mesaj yayınlayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, bugün itibariyle yaklaşık 37 milyon kişinin HIV virüsü ile enfekte olduğunu belirtirken, tüm bilinçlendirme çabalarına rağmen her geçen gün hasta sayısının arttığına dikkat çekti.

Konu hakkında yanlış ve eksik bilginin, hastalığın tüm dünyada hızla yayılmasında ve kontrol altına alınamamasında önemli bir rol oynadığını söyleyen AIFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, geçtiğimiz yıl dünya çapında 1,2 milyon kişinin HIV virüsü nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında 9 bin 582 kişide HIV virüsü tespit edildiğini ve son 4 yıl içinde yeni hasta sayısının katlanarak arttığını ifade eden Dr. Dereli, “Hastalık için ne kadar erken teşhis ve tanı konabilirse, o kadar erken tedavi uygulanabilir ve kontrol altına alınabilir. HIV enfeksiyonunu önleyecek aşı konusunda dünya çapında araştırmacı ilaç firmaları çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak bugün henüz bir aşı geliştirilebilmiş değildir. Bununla birlikte, yenilikçi ilaç ve tedaviler ile birlikte HIV enfeksiyonu ile ilgili olarak her gün umut veren gelişmeler yaşanmaktadır.” dedi.

Son 20 yıl içinde HIV/AIDS’e karşı önemli ilerlemeler sağlandığını belirten AIFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde hastalığın akut ve ölümcül durumdan kronik bir duruma dönüştürülebildiğini, bu sayede de HIV enfeksiyonundan ölümlerde düşüş sağlandığını ifade etti. ABD’de HIV enfeksiyonundan ölüm oranlarının, hastalığın en yüksek noktada olduğu 1995 yılından bu yana, yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde yüzde 85 azaldığını söyleyen Dr. Ümit Dereli, sadece 2009 ile 2010 yılları arasında dahi yüzde 14 gerilediğini belirtti.

“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, hâlihazırda HIV taşıyan bireylerin sadece %53’ü durumlarının farkında. Son 30 yılda özellikle kitle iletişim mecralarında HIV/AIDS’e yönelik önemli bir farkındalığın geliştiğini görüyoruz, ancak hala bilinç ve farkındalık konusunda olmamız gereken noktanın çok uzağındayız” ifadelerini kullanan Dr. Ümit Dereli, hastalıkla mücadelede farkındalığın öneminin altını çizdi. Hastalara yönelik önyargı ve dışlanma tehlikesine de dikkat çeken Dr. Dereli “AIDS’e karşı toplumsal önyargı ve damgalama ile yaşamlarını sürdürmek birçok hasta için oldukça zorlu bir süreç. Bunu ancak toplumsal bilinç ve farkındalıkla aşmak mümkün. HIV pozitifli kişiler tamamen normal bir insan gibi çalışma ve sosyal hayatın içinde yer almalı.” dedi.

İlaç firmaları, özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki sağlık hizmetlerini iyileştirmek, bulaşıcı hastalıklar konusunda bilinç ve farkındalık yaratmak, yeni ve yenilikçi ilaç ve tedavilere erişimi sağlamak adına hastalar, hekimler, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte projeler geliştirerek uygulamaya koyuyor. Özellikle son 30 yılda dünya kamuoyunda HIV/AIDS’le mücadeleye yönelik ciddi bir farkındalık sağlanmış durumda. Bu kapsamda dünya çapında destek olmak amacıyla önemli üstünde katkı yaptılar. Uygulamaya konulan projeler arasında HIV/AIDS kliniklerinin yapılması, AIDS eğitim ve önleme programları, HIV’in anneden çocuğa bulaşmasını engellemeye yönelik programlar, AIDS ve ilgili hastalıklara yönelik ilaçların bağışlanması yer alıyor.

Yapılan yoğun araştırmalar ile HIV virüsünün gizemi çözülmeye çalışılırken hastalığın ilk tanımlanmasından bugüne kadar geçen sürede geliştirilen ilaçlar ile hastalarının yaşam süresinin uzaması dikkat çekiyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre (WHO) özellikle son yıllarda geliştirilen ve hastalara sunulan Antiretroviral Terapi (ART) olarak adlandırılan ve etkili ilaçların kombinasyonundan oluşan kürler, düzenli olarak kullanıldığında, virüsün çoğalmasını engelliyor. Henüz HIV virüsünü tamamen ortadan kaldıracak bir ilaç geliştirilememiş olsa da, ART tedavisi, HIV’in vücut içerisinde çoğalmasına ve AIDS’e evrilmesine mani olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2015 yılının ilk 6 ayında tüm dünyada 15,8 milyon hasta ART kürlerini almakta. Projeksiyonlara göre 2030 yılına kadar HIV taşıyan tüm bireylerin ART’den yararlanabilmesi ve korunma/bulaşıcılığı önleme çabalarının yayılması sonucu 21 milyon AIDS kaynaklı ölüm ve 28 milyon yeni bulaşma önlenebilir. Diğer yandan, HIV enfeksiyonuna maruz kalma riski ortaya çıktığında, virüs ile ilk teması takip eden 72 saat içerisinde alınabilen ve “Post-exposure prophylaxis” (PEP) olarak adlandırılan ilaçlar, enfeksiyon bulaşmasını önlemede etkin sonuçlar alınmasını sağlayabiliyor.

2000 ve 2015 yılları arasında yeni HIV enfeksiyonlarının %35, AIDS kaynaklı ölümlerin %24 azaldığını vurgulayan Dr. Dereli, “7,8 milyon yaşam, sadece 15 yıl içinde uluslararası toplumun koyduğu gerçekçi hedefler çerçevesinde Hükümetler – Bilim dünyası – Sağlık ve İlaç endüstrileri – Sivil toplum kuruluşları elbirliği ile kurtarılmış durumda. Birlemiş Milletler Kalkınma Hedefleri’nin, özellikle HIV hedefleri konusunda, insanlığın ortak çabasının ürünü olan bu başarıya paha biçilemez.” dedi.

Yenilikçi tedavi yöntemleri ile hastaların kendi hayatlarını yaşama şansı elde ettiğini ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılabildiğini belirten AIFD Genel Sekreteri, HIV/AIDS tedavisinde, ilaçların ilk çıktığı günden bu yana büyük ilerleme kaydedildiğini söyledi. Dr. Ümit Dereli açıklamasına şöyle devam etti: “ABD’de yapılan araştırmalarda, HIV nedeniyle yaşanan ölümlerin en yüksek olduğu 1995 yılında ortaya çıkan yenilikçi tedaviler ile ölüm oranları hızla düşmeye başlamıştır. 2000 yılından bu yana ise düzenli olarak aşağıya inmektedir. Yapılan araştırmada 1995 yılında ABD’de HIV virüsü nedeniyle ölenlerin sayısı yaklaşık 1 milyon 600 bin civarındayken, yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde 2010 yılında bu sayısı 250 bin civarına kadar düşmüştür. Yani HIV ölümcül olmaktan çıkıp, bireyin düzenli ilaç kullanımı ile hayatına devam edebildiği bir hastalığa dönüşmüştür. Yine yenilikçi ilaç ve tedaviler sayesinde anneden çocuğa gebelik döneminde, doğum sırasında ve emzirmeyle HIV bulaşmasında 1994 yılında oran yüzde 30 civarındayken, 2002 yılında bu oran yüzde 2’lere kadar gerilemiştir. Enfekte olmuş HIV virüsünü tamamıyla yok edecek bir ilaç ya da tedavi henüz üretilmedi. Ancak araştırmacı ilaç firmaları bu konuda çalışmalarını çok yoğun bir şekilde sürdürüyor ve elde edilen son veriler bu konuda umut verici gelişmelerin olduğunu gösteriyor. Umuyoruz ki, yakında HIV, insanlık tarihinde sadece kötü bir rüya olarak hatırlanacak.”