BIO Startup Program’ın 5 finalisti belli oldu

30.03.2021

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen ve yürütücülüğünü ReDis Innovation’ın üstlendiği BIO Startup Program’ın beşincisinin finalistleri belirlendi. Programa bu yıl katılım gösteren 12 biyogirişimci 30 Mart’ta gerçekleşen BIO Startup Demo Day’de jüri tarafından değerlendirildi ve belirlenen 5 finalist 10- 18 Haziran tarihlerinde yapılacak dünyanın en büyük biyoteknoloji organizasyonu BIO Digital Convention’a katılmaya hak kazandı. Finalistler, 1 Nisan’da başlayacak ve bir ay sürecek Biyogirişimcilik Kampı’nın ikincisinde BIO Digital Convention’a katılmak için son hazırlıklarını yapacaklar.

Türkiye’nin ilk ve tek biyoteknoloji temalı hızlandırıcı programı BIO Startup Program’ın beşincisi geçtiğimiz sene yapılan 56 başvuru arasından gerçekleşen değerlendirme sonucunda seçilen 12 startup ile başladı. Startuplar, geçen yıl aldıkları ilk etap çevrimiçi eğitimlerin devamında, programın ikinci aşaması olan Biyogirişimcilik Kampı’nda, uzman eğitmenler ve sektörün önde gelen profesyonellerinden mentorluk ve online eğitimler aldılar.  Biyogirişimciler 30 Mart’ta gerçekleşen BIO Startup Demo Day’de akademi, kamu, yatırım ve iş dünyası ile sivil toplumun önde gelen temsilcilerinden oluşan jürinin karşısına çıktılar. Birbirinden inovatif projeleri beşer dakikalık sunumlar halinde dinleyen jüri üyeleri, sorularını katılımcı startuplara ilettiler. Demo Day sonucunda seçilen beş startup Biyogirişimcilik Kampı’nın ikincisine ve gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra da 10-18 Haziran 2021 tarihlerinde dijital ortamda düzenlenecek dünyanın en büyük biyoteknoloji organizasyonu BIO Digital Convention’a katılma hakkına sahip oldu.

BIO Digital Convention öncesinde düzenlenecek ikinci Biyogirişimcilik Kampı’nda biyogirişimciler, bir ay boyunca küresel aktörlerle verimli temaslarda bulunduktan sonra ihtiyaç duyacakları, regülasyon, patent, iletişim, pazar analizleri gibi alanlarda yol haritaları hazırlamak üzere mentorlarla birlikte çalışacaklar.

AIFD Yatırım Politikaları Direktörü Cengiz Aydın, BIO Startup Program’la ilgili şu açıklamayı yaptı: “AIFD ve ReDis Innovation işbirliğinde geçtiğimiz sene beşincisini başlattığımız programda birbirinden değerli projeleri gördük. Elbette finalist olmak önemli ancak programın başından beri sektörü temsil eden çok değerli isimlerden mentorluk almak ve online eğitimlerde eksiklerini tamamlamanın tüm startuplarımız için önemli bir kazanım olduğuna inanıyoruz. BIO Startup Program ve mezunlarımız sayesinde oluşan ekosistem ülkemizde biyoteknolojide bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hızlanmasına destek olmaya devam ediyor. Bundan sonraki aşamada, BIO Convention öncesinde seçilen beş finalistimizle hazırlıklarımızı tamamlayacağız. Dünyanın dört bir tarafından alınan başvurulardan seçilen 50 startupın girişimini anlatma şansı bulduğu Start-Up Stadium’a kendi programımızın finalistlerinin seçilebilmesini ve seçilenlerin de tüm hazırlıklarını tamamlamış olmasını hedefliyoruz. Özellikle bu bölümün küresel biyoteknoloji ekosisteminin farklı aktörleri ile temas etmek ve işbirliklerine yönelik birebir görüşmeler yapmak adına önemli bir fırsat olacağına inanıyorum”

BIO Startup Program’da finale kalan beş finalist biyogirişimci ve faaliyet alanları aşağıdaki şekilde sıralanıyor:

1- Virasoft, klinik tanılar ve teşhisler için dijital patoloji yazılımı geliştiriyor.

Biyomühendis Gökhan Hatipoğlu ve Bilgisayar Mühendisi Samet Ayaltı tarafından hayata geçirilen girişim, kanser tanısında yapay zeka ve dijital patoloji (DP) kullanımı üzerine çalışıyor. DP alanında tüm temel ihtiyaçları eksiksiz olarak karşılayacak ürünleri olduğunu ifade eden Virasoft İş Geliştirme Müdürü Özgür Teke, “Acıbadem Hastaneler Grubu başta olmak üzere ülkemizin önde gelen özel kurumlar, kamu kurumları ve Ankara Şehir Hastanesi’nde ürünlerimiz kullanılıyor. Yurtdışında ise Koch Institude for Integrative Cancer Research at MİT ve Massachusetts General Hospital Cancer Center ile bilimsel işbirliklerimiz mevcuttur” diyor. Ülkemizde DP’nin doğru kurgulanmasına ve gelişmesine öncülük etmeyi hedeflediklerini aktaran Ayaltı ise, “Sonrasında ABD pazarına başarılı bir giriş yapmayı hedefliyoruz” diye ekliyor.

2-Funktor, geliştirdiği medikal bilgi işleyen, yenilikçi arama motoru ile literatür araştırmalarına interaktif bir yöntem kazandırıyor.

Bilişsel Bilimci Erdem Ünal, ontoloji ve yapay zeka uzmanı Doç. Dr. Aziz F. Zambak, fizikçi Onur Yeşil ve matematikçi Tennur Baş tarafından kurulan girişim, yeni bir veri yapılandırma kaynak dili üzerinde çalışıyor. Geliştirdikleri “Carnap” ismindeki ürün, yeni bir tür medikal bilgi arama ve keşif motoru olarak dikkat çekiyor. Carnap, medikal veriyi yeni bir yapılandırma mimarisi kullanarak işliyor ve farklı bir keşif deneyimi içeren interaktif bir arayüzle sunuyor. Çözümleri hakkında bilgi veren Erdem Ünal şu ifadeleri kullanıyor: “Bilimsel literatüre her sene 3 milyon yeni makale ekleniyor, bu da yaklaşık her 10 saniyede bir yeni makale anlamına geliyor. Yaygın olarak kullanılan PubMed/ Medline veritabanında halihazırda olan makale sayısı ise 30 milyon civarında. Yaşam bilimleri alanındaki bilgi üç ayda bir iki katına çıkıyor. Tek sorun çok sayıda bilgi öğesi ile sınırlı zamanda başa çıkmak değil, bu içeriğin bilim alanına sunabileceği potansiyelden verimli bir şekilde yararlanamamak, bu kalabalıkta duran üstü kapalı bilgilere erişememektir. Carnap işte bu sorunların çözümünü hedefliyor. Carnap’ta sonuçları, sadece arama terimleri değil, terimler arasındaki ilişkiler belirliyor. Böylelikle herhangi bir ayar yapmaya gerek olmadan ilk adımda bile ilgili sonuçlara erişilebiliyor.”

3- GlakoLens, glokom hastalığına yönelik akıllı kontak lens, giyilebilir okuma, kayıt ve takip sistemleriyle tedavi sağlıyor.

Biyomedikal Mühendisi Özgür Kaya, Elektronik Mühendisi Günhan Dündar, Elektronik Mühendisi Arda Deniz Yalçınkaya ve Elektronik Mühendisi Hamdi Torun tarafından hayata geçirilen girişim, göz tansiyonunu takip eden kontakt lensler geliştiriyor. Dünyada 70 milyon, Türkiye’de ise 1 milyon hasta önlenebilir körlüğün en önemli ikinci sebebi olan glokomdan muzdarip. Glokoma bağlı gelişen görme kaybının bilinen ve kalıcı bir tedavisi bulunmuyor. Glokomun en sık rastlanan şekline yüksek göz tansiyonu neden oluyor.  GlakoLens Genel Müdürü Özgür Kaya girişimleriyle ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Göz tansiyonu gündüz ve gece sürecinde değişkenlik gösterdiği için 24 saat boyunca düzenli ölçüm yapmak kritik önem taşıyor. GlakoLens olarak bu alanda çözüm sunmayı hedefliyoruz. Geliştirdiğimiz kontakt lense gömülü biyosensör sistemiyle, göz tansiyonu dalgalanmalarını 24 saat boyunca takip ederek, göz doktorlarının doğru teşhis koyabileceği, kişiselleştirilmiş bir glokom yönetimine odaklanıyoruz. GlakoLens, göz tansiyonu takip eden kontakt lenslerini tüm dünyanın erişimine açtıktan sonra, patentli biyosensör teknolojisinin diğer medikal uygulamalarına da odaklanacak.”

4- GlaucoT, ilaçsız ve invasif olmayan tekniklerle nöroprotektif glokom tedavisi geliştiriyor.

Elektronik Mühendisi Veysel Özkapıcı ve Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Abdulkadir Oduncu tarafından hayata geçirilen girişim, GlaucoT cihazı ile göz tansiyonu hastalığına (glokom) kalıcı çözüm üretmeyi hedefliyor. GlaucoT’nin geleneksel glokom tedavi yöntemlerinden farklı olarak, girişimsel olmayan nöron koruyucu bir tedavi sunan, dünyadaki ilk tedavi yöntemi olduğunu belirten Op. Dr. Abdulkadir Oduncu, “GlaucoT ile hastaların evlerinde günlük bir saatlik özel bir gözlük kullanımıyla hastalığın gözde ve beyinde meydana gelen nöronal hasarı düzeltmeyi hedefliyoruz. Yenilikçi teknoloji ile geliştirilen GlaucoT gözlüğü göz çevresinde kişiye özel vakum ile glokomdan kaynaklanan optik sinir başındaki translaminar basıncı dengeliyor. Aynı anda 40 Hz frekansında titreşen ışık ile beyinde görme merkezindeki nöronal hasarı geriletiyor. Glokom hastalığında gözde ve beyinde biriken toksik proteinleri hedefleyen başka bir tedavi yöntemi dünyada yok. GlaucoT tedavisiyle nöronal inflamasyonu geriletmek mümkün olacak” diyor. Veysel Özkapıcı ise, 2021 son çeyreği içerisinde bu hastalığın etkilediği ve belki de görme fonksiyonunu yitirmek üzere olan hastalara kalıcı bir ürün sunabileceklerini aktarıyor.

5- Oruba Teknoloji & İnovasyon, robotik süreç otomasyonu ile operatörsüz çalışabilen hasta başı test cihazları geliştiriyor.

Utku Uluşahin tarafından hayata geçirilen girişim, dünyanın ilk operatörsüz çalışabilen üroflowmetre cihazını geliştirdi. CE ve FDA onayı bulunan “Oruflow” ürünü, 2021 yılı itibarıyla 12 ülkede 150’den fazla sağlık kuruluşunda kullanılıyor. Ürünün inovasyon çalışmalarının ilerletilmesiyle birlikte sağlık kuruluşlarında sonuçlanması bir günü bulabilen idrar tahlili testleri, üç dakikada tamamlanabilecek. Sistem sayesinde testin gerçekleştirilmesi, sonuçların dijital hastane sistemine gönderilmesi ve sistemin kendi kendini temizleyerek bir sonraki teste hazır hale gelmesi tamamen operatörsüz olarak gerçekleşiyor. Böylelikle ön tanı testlerinin kliniklerin yanı sıra evlerde de yapılabilmesinin önü açılmış oluyor.

Program detayları biostartup2020.com üzerinden takip edilebilir.

İlgili kişi:
Eray Coşan, Marjinal Porter Novelli
erayc@marjinal.com.tr
0212 219 29 71- 0 532 494 78 40